6 Ocak 2012 Cuma

inanmak,güvenmek...

     inanmak,güvenmek bir insanın özünden gelen bir huzur arayışı,ihtiyaçken şimdi kimsenin bulamadığı bir lüks oldu.güvenen,inanan insanlarla dalga geçildiği,kandırmanın marifet sanıldığı bir dünyada yaşarken nasıl yaşıyorum diyebiliriz ki.bir arkadaşım mı demişti,bir yerde mi okumuştum hatırlamıyorum ama '' düşünmemek bir lanet ,vicdansız insanların laneti''...gerçekten de düşünmekten yoksun mu yaşıyorlar yoksa karakterleri çok mu yavşak anlamak mümkün değil.öyle ki iyi insan olmak artık bir özellik oldu,anormallik oldu.insan olmanın erdemleri yok oldu,yerine erdemsizlik geldi.,oysa insan iyi olmalıydı,düşünebilen bir yaratığın vicdanı olmalıydı...
 
     hiçbirimiz dört dörtlük insanlar değiliz ama bazılarımızın öyle kusurları var ki onları herkesin konulduğu kefeye koymak için yetiyor.hani nazım hikmet ''sen de herkes gibisin'' demiş ya işte tam da bu cümle hepimizin halini anlatır cinsten.küçükken her şey o kadar güzeldi ki,ne gördük ne yaşadıkta bu hale geldik,karşımızdakini üzerken gülebilen yaratıklar olduk aklım ermiyor.karşımızdakini kandırırken,aldatırken,üzerken,duygularıyla,umutlarıyla oynarken,dolandırırken,haksızlık yaparken  ya da aklınıza gelebilecek en iğrenç kötülükler de ne geçiyor elimize, bonus mu kazanıyoruz?nedir bunu yaparken bize keyif veren?en ufak şeyde vicdanımın rahatsız olduğundan yola çıkarsam,ben sizin gibi olursam ölürüm sanırım.vidan azabından ölürüm..çünkü dünyanın adaletini,ah denilen şeyi ve olduğum,hissettiğim gibi yaşamanın güzelliğini biliyorum.bilmeyenlere de acıyorum.çünkü onlar o kadar geçici,sahte bir mutluluk yaşıyorlar ki,kısa vadede üzülen biz ama uzun vadede kazanan yine biz olacağız.altın gibi,iyi insanlar kısa dönemde o kadar iniş yaşıyorlar ki fakat uzun vadede kazanan yine altın oluyor,çamura düşsede değerini kaybetmiyor.

         insan o kadar güzel,kusursuz yaratılmış ki tek kusurunu kendisi var ediyor.çok üzüldüğüm de bir yere oturur etraftaki yabancıları izlerken kendimi kim bilir neler yaşadılar,neler yaşattılar ve dışardan bu kadar masum,kötülük yapmayacak gibi duran insanlar nasıl bu kadar kötü olabiliyorlar diye düşünürken bulurum.ne gerek var bu kadar sahteliğe,karaktersizliğe çok düşünüyorum ama anlamıyorum.insanlara neler yaptıklarının farkındalar mı yoksa bunu bile düşünemiyorlar mı?

        10 defa kazık yesen de anlamıyorsun.khalid husseini'nin uçurtma avcısı kitabında bir sözü var ''özü sözü bir olanlar karşısındakinin de doğru konuştuğunu sanırlar'' diye.hele ki iyilerin kazandığı ve sadece gerçek duyguların olduğu,kötülerin iyi taklidi yapmadığı masallarla büyüyen kız çocukları için masal umup başka şey bulmak ,kaderin kötülüğünü bilmeden sadece uyarılıp büyümek ve karşısında kötü insanlar bulmak zor oluyor.aşk...dünyanın en güzel en saf duygusunu bile ellerimizle kirletip,yalana dolana alet eden insanlar olduk ..seni seviyorum,aşığım lafları yalan oldu ...ne gerek var? ne geçiyor elimize pek anlamış değilim.dün seni seviyorum diyen,seviyormuş gibi rol yapan bugun hayır sevmiyormuşum der oldu,dün verdiği sözler dün de kaldı ve cemal safi'nin de dediği gibi bizim en acı hikayelerimizi en güvendiklerimiz yazdı.bu zaman da kimseye güven olunmuyor onu ezberledikte,insan birine güvenmek,yorgunluğundan sığınıp huzuru bulmak istemez mi? ya bu yalanlar,sahtelikler ağır gelmiyor mu?hissetmedikleri şeyleri söylemek karşısındakinin saflığını kullanmak vicdanını rahatsız etmez mi? gerçi yıl 2012 oldu bu zaman da ne özlediğimiz insan türü kaldı ne de saf aşklar..toplasan 3 yada 4...herkes başka derdinin peşinde,egolarının derdinde,şehvet ve seksin kölesi olmuş...birini sevmek bir yana ,güvenerek sarılırken arkadan iş çevirmediğini düşünmek çok zor.kimse sözlerini tutmazken,verdiği sözleri hatırlattığında olmadı işte diye kaçıveren,sözlerini verirkenki ;ben şöyleyim,ben böyleyim,ben farklııym kararlılığı,birden sahtekar rolünün diğer kısmı olan bahanelerine kayar.

         bir de bu sahteliği hiç mi hiç haketmeyen insanlar var ki ne daha önce birini incitmiş ne de herhangi birinin kötülüğünü isteyen,hassas,iyi kalpli,düzgün insanlar..hoş haketse de haketmese de hiç kimse sahte sözlerle en hassas yerinden ,kalbinden kandırılmayı haketmiyor.yine bir yerde okumuştum parayla satın alabileceklerinin yeri dolyour da,iyi niyet ve güven kelimeleri hiç bir şey ifade etmez oldu artık bana diyordu.üzüntünden kahrolsanda ,bu işler böyle...artık biliyorum kı sadece filmlerde iyiler kazanırken bu dünyada sadece kötüler hiç birşeyi takmayıp,mutlu oluyor,akıllı olup kazanıyorlar,yaptıkları yanlarına kalıyor... ama...ama ben yine de kısa vadede onların,uzun vadede her şeyi takıp hassas olup üzülen bizlerin kazanacağına inanmak istiyorum yapacak bir şey yok..
``Hassaslığın seni yorsa da onunla yaşamak zorundasın. Kelebekler zorlanınca sineğe dönüşmezler.``

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder